4 Şubat 2015 Çarşamba

yaln...


Farklılık yaratmaya çalışırken sıradanlık kuyruğana giren insanlar. Uzun, upuzun kuyruklar. Ben mi? Ben yalnızlıktan korkarım biraz ve sevemedim kalabalıkları. Hayatım, bu çelişkinin içinde sıkışan bir karanlık. Ayakkabınız serçe parmağınızı nasıl sıkıyorsa öyle. Nasıl vuruyorsa arkası topuklarınıza öyle işte. Güneş gözlüğü gibi biraz da. Beynimdeki filler bile kaçmaz oldu farelerden. Ve yalnızlık alabildiğine derin ve soğuk bu kalabalıklarda. Bir denizin kıyısı var bir de güneşin. Bir de deniz gözlüğü var biliyorum. Ama bilmiyorum yalnızken huzurlu mu oluyorum yoksa kalabalıklar arasında mutsuz mu? Belki de huzursuz kalabalıklar arasında mutlu yalnızlıktır benimki. Ya da sadece mutlu olduğunu sanan kalabalıkların üstüme tükürdüğü huzursuzluk ve yalnızlık. Huzursuz ve yalnız. O ise bana 'Korkma' der gibiydi. 'Olabileceğin en kötü durum bu olacak yine'. İnanmayın. Şimdi mi? Şimdi siyah dandik oyun hamurları gibiyim ve cüceler bile sevmiyor artık beni..
                                 
                                                     

1 yorum:

  1. Kalabalık bir ailenin yalnız büyüyen çoçukları vardır ve bir şehir kadar kalabalıktır bazıları.
    Dar zamanlarda geniş hülyalara dalarlar, farkındalık duygusundan uzaklarda farkındalığı yaşarlar.Aslını değil suretini görmeye alışkın olduğumuz yalnızlığın paradokslarla örülü bu halı, acının en çok hissedilmeyi talep ettiği evredir herhalde.İnsanın doğumuyla birlikte varolan aitlik duygusunun bu evrede olmayışı, bir yere kendini koyamamak, herşeyin isimlerle anlaşıldığı şu zamanda isim koymada, ad takmada usta olduğumuz halde bu hale bir isim bulamamak, arada, Araf'ta kalmak, en acı yanlızlığı tattırmaktadır sanırım.
    Acının üzerine sinmiş olduğu,yalnızlığın bir nakkaş edasında işlendiği, bir resme bakar gibi okuduğum satırların bana bazen hayatın bir fotoğrafa ne kadar büyük gelidiğini gösterdi.

    Tebrikler...

    YanıtlaSil